bir bıçak edin artık kendine
bırak avutmayı bedenini
ucuz zehirlerle, alkol vb.
balkırken ölümün çelik dikeni
bir bıçak...
kromaj kaplı bir kan lekesi
parlasın üstünde ve
uğuldasın ölümün sesi
bir bıçak edinin...
önce ucunu dene
iyi gelirse eğer
gömersin şehvetle etine
bir bıçak edinin artık...
bileğine bir şans tanı
eğlenirsin hem işte birkaç saniye
de olsa seyrederken fışkıran kanı
bir bıçak edin artık kendine
titremeye başlamadan elin
bulamazsın sonra yaşlanınca damarı
kaçar tadı şölenin
İsmail Uyaroğlu - BIÇAK
24.10.09
8.10.09
ben yunus'u neyleyim yunus ummandan çıkınca...
"uzakta kalana yakında durmayana
yakından bakıp uzak durana
kalıp da uzakta yakına varmayana..."
ا ile ب
us'un suyunda yunduğundur bu vakit
su uyur
ten uyur
sen uyumazken
yüklediğin ilk hecedir yaşam içre bir kara kitaba
us'tan öte
us'tan beri ne kaldıysa...
usundur senin ustan
kalan, cana fedadır
cümleyi sine çeker
ders almışsan us'tan
düş'ün bilime yeğdir
ten ararsa durmaz
düşün ki alemi cihan
tende can canda tindir
azar gönül dost ister
dost bulmayınca nesin
az'ar az'ar yitince
sevdayı ten ne etsin
*bilim: bilmek, öğrenmek.
*nesin: ne eylesin.
yakından bakıp uzak durana
kalıp da uzakta yakına varmayana..."
ا ile ب
us'un suyunda yunduğundur bu vakit
su uyur
ten uyur
sen uyumazken
yüklediğin ilk hecedir yaşam içre bir kara kitaba
us'tan öte
us'tan beri ne kaldıysa...
usundur senin ustan
kalan, cana fedadır
cümleyi sine çeker
ders almışsan us'tan
düş'ün bilime yeğdir
ten ararsa durmaz
düşün ki alemi cihan
tende can canda tindir
azar gönül dost ister
dost bulmayınca nesin
az'ar az'ar yitince
sevdayı ten ne etsin
*bilim: bilmek, öğrenmek.
*nesin: ne eylesin.
4.10.09
don quixote ve yel değirmenleri ya da gidişler ve kapı aralıkları
yola çıkan her kişi bir gidişi yüklenmiştir. yola çıkmadan, yolda ve yola son verirken usunda hep bu gidişin düş-izlerini taşıyacaktır.
giden kişi, önce ardında bıraktığından başlayacaktır
-bu gidişin izlerini taşıyacak; acının diğer yarısının sahibinden-
düşünmeğe.
ne yapacağından önce tarihiyle yüzleşmesi gerekecektir. ne yaptım, diye soracaktır kendine durmadan ve yol boyunca -ki kim bilir belki de yol bitecek ancak sorgu ve gidişe dair sorular bitmeyecektir.
giden, ardında bıraktığını eğer gitmeden önce -yeterince- düşünmüşse gözleri daha az arkada kalacaktır.
giden, ardında ne bıraktığının farkında bile değilse, vicdan azabı denen, tüm renkleri yutan bir karanlıkta kalacaktır, kör olacaktır.
________________0___________________
her giden ardında ne bıraktığını, ardında bıraktığının dünyanın/yaşamın geri kalan yarsına nasıl ve ne kadar dayanabileceğini daha önceden iyice düşünüp, ölçmüş olmalıdır.
-ki bu durum ona belki bir yol haritası, bir kılavuz sunacaktır.
-ki giden, içinde huzura benzer bir duyguyla dingin kalacaktır.
________________0___________________
yolu usuna işlemiş olan eninde sonunda gidecektir. bu kesindir.
________________0___________________
gidenle kalan arasında pek çok fark vardır.
giden,
gitmiştir bir kere,
kalansa;
yarımdır...biraz eksik.
giden, yola çıkmanın yeni yerleri, yeni 'yaşam'lar bulmanın heyecanını taşıyabilir.
kalanın eskiye sahip çıkmaktan başka çaresi yoktur, anılarla yaşayacaktır.
giden, adım atacaktır.
kalan, duracaktır.
giden, herhangi bir kapıdan dışarı çıkarken usunda yüklü olanları da beraberinde götürecektir.
kalan, kapının diğer yanında, içeride; içinde yıllardır biriktirdikleriyle öylece baka-kalacaktır.
________________0___________________
giden, bir kapıyı ardına kadar açık bırakırsa
dönen (mutlaka) olacaktır.
________________0___________________
[giden,
kapıyı ardına kadar açık bırakarak; kalan'a 'gel' mi demeyi istemiştir?]
________________0___________________
kalan, kapıyı kapatmışsa...
giden kişi, önce ardında bıraktığından başlayacaktır
-bu gidişin izlerini taşıyacak; acının diğer yarısının sahibinden-
düşünmeğe.
ne yapacağından önce tarihiyle yüzleşmesi gerekecektir. ne yaptım, diye soracaktır kendine durmadan ve yol boyunca -ki kim bilir belki de yol bitecek ancak sorgu ve gidişe dair sorular bitmeyecektir.
giden, ardında bıraktığını eğer gitmeden önce -yeterince- düşünmüşse gözleri daha az arkada kalacaktır.
giden, ardında ne bıraktığının farkında bile değilse, vicdan azabı denen, tüm renkleri yutan bir karanlıkta kalacaktır, kör olacaktır.
________________0___________________
her giden ardında ne bıraktığını, ardında bıraktığının dünyanın/yaşamın geri kalan yarsına nasıl ve ne kadar dayanabileceğini daha önceden iyice düşünüp, ölçmüş olmalıdır.
-ki bu durum ona belki bir yol haritası, bir kılavuz sunacaktır.
-ki giden, içinde huzura benzer bir duyguyla dingin kalacaktır.
________________0___________________
yolu usuna işlemiş olan eninde sonunda gidecektir. bu kesindir.
________________0___________________
gidenle kalan arasında pek çok fark vardır.
giden,
gitmiştir bir kere,
kalansa;
yarımdır...biraz eksik.
giden, yola çıkmanın yeni yerleri, yeni 'yaşam'lar bulmanın heyecanını taşıyabilir.
kalanın eskiye sahip çıkmaktan başka çaresi yoktur, anılarla yaşayacaktır.
giden, adım atacaktır.
kalan, duracaktır.
giden, herhangi bir kapıdan dışarı çıkarken usunda yüklü olanları da beraberinde götürecektir.
kalan, kapının diğer yanında, içeride; içinde yıllardır biriktirdikleriyle öylece baka-kalacaktır.
________________0___________________
giden, bir kapıyı ardına kadar açık bırakırsa
dönen (mutlaka) olacaktır.
________________0___________________
[giden,
kapıyı ardına kadar açık bırakarak; kalan'a 'gel' mi demeyi istemiştir?]
________________0___________________
kalan, kapıyı kapatmışsa...
ve değirmenler...değirmenler don quixote'yi her zaman beklerler...
Subscribe to:
Posts (Atom)