4.10.09

don quixote ve yel değirmenleri ya da gidişler ve kapı aralıkları

yola çıkan her kişi bir gidişi yüklenmiştir. yola çıkmadan, yolda ve yola son verirken usunda hep bu gidişin düş-izlerini taşıyacaktır.

giden kişi, önce ardında bıraktığından başlayacaktır
-bu gidişin izlerini taşıyacak; acının diğer yarısının sahibinden-
düşünmeğe.

ne yapacağından önce tarihiyle yüzleşmesi gerekecektir. ne yaptım, diye soracaktır kendine durmadan ve yol boyunca -ki kim bilir belki de yol bitecek ancak sorgu ve gidişe dair sorular bitmeyecektir.

giden, ardında bıraktığını eğer gitmeden önce -yeterince- düşünmüşse gözleri daha az arkada kalacaktır.

giden, ardında ne bıraktığının farkında bile değilse, vicdan azabı denen, tüm renkleri yutan bir karanlıkta kalacaktır, kör olacaktır.
________________0___________________
her giden ardında ne bıraktığını, ardında bıraktığının dünyanın/yaşamın geri kalan yarsına nasıl ve ne kadar dayanabileceğini daha önceden iyice düşünüp, ölçmüş olmalıdır.
-ki bu durum ona belki bir yol haritası, bir kılavuz sunacaktır.
-ki giden, içinde huzura benzer bir duyguyla dingin kalacaktır.
________________0___________________
yolu usuna işlemiş olan eninde sonunda gidecektir. bu kesindir.
________________0___________________
gidenle kalan arasında pek çok fark vardır.
giden,
gitmiştir bir kere,
kalansa;
yarımdır...biraz eksik.
giden, yola çıkmanın yeni yerleri, yeni 'yaşam'lar bulmanın heyecanını taşıyabilir.
kalanın eskiye sahip çıkmaktan başka çaresi yoktur, anılarla yaşayacaktır.
giden, adım atacaktır.
kalan, duracaktır.
giden, herhangi bir kapıdan dışarı çıkarken usunda yüklü olanları da beraberinde götürecektir.
kalan, kapının diğer yanında, içeride; içinde yıllardır biriktirdikleriyle öylece baka-kalacaktır.
________________0___________________
giden, bir kapıyı ardına kadar açık bırakırsa
dönen (mutlaka) olacaktır.
________________0___________________
[giden,
kapıyı ardına kadar açık bırakarak; kalan'a 'gel' mi demeyi istemiştir?]
________________0___________________
kalan, kapıyı kapatmışsa...
ve değirmenler...değirmenler don quixote'yi her zaman beklerler...

5 comments:

Anonymous said...

"giden,
kapıyı ardına kadar açık bırakarak; kalan'a 'gel' mi demeyi istemiştir?"
asıl soru bu olsa gerek..

peki kapıyı kapatının kapının ne tarafında olduğu değil midir asıl önemli olan?

poetanovus said...

1- kapı, mekanik yapısı gereği tek yönden kapanır ve diğer yönden açılır. örneğin sokak kapısından dışarı çıkıyorsanız, kapıyı kendinize doğru çektiğinizde kapı kapanmış olur. yani kapının diğer tarafında duranın herhangi bir eylemde bulunmasına gerek yoktur.

2- şayet oda içinde iseniz kapanan ya da açılan hiçbir kapı sizin için sorun olmamalıdır. "dış"ta kalan olmayan bir durumda, giden ile kalan gibi bir sorunsal da olmayacaktır.

3/1- şu da sorulabilir aslında gitme istenci kalma istencinden ne kadar ağırdır.

3/2- gidişin türü önemlidir.

3/3- giden mi kaybedendir yoksa kalan mı ya da kaybeden "bitmiş" midir...

4- gitmek, kişinin öz-isteği ise gitmelidir.
giden, terk ediyorsa asıl bu sorgulanmalıdır.

Anonymous said...

(1)kapıyı kapatıp dışarı çıktı..
ya da
(2)kapıyı açtı, içeri girdi ve ardından kapıyı kapattı..

benim algımda bi sorun var..
ya da sorun kapılardan ziyade kişilerin eylemlerinde zihinlerinde..

poetanovus said...

1/1- çıkan kişi zaten dışarıda kalandır.
1/1- kapının kapalı olması ya da kaanması önemli değil (gibidir)
2- içeri giren, dönmüş demektir -ki burda söz knousu olan "gidiş"lerdir.
3- olur, zaman zaman algı sorunları yaşar insanoğlu. ancak şunu da belirtmek gerekir zihnin sahip olduğuyla "eylem"leri her zaman aynı erekte ve/ya aynı doğrultuda değildir.

Unknown said...

giden dönmeyeni istiyor kapıda sabırsızlıkla.

kalan gitmeyeni istiyor eşikte masum bir dikkatsizlikle.

dönmeyen gidene

- kal dedi.

kalan gitmeyene

-sus

diyor.

"ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?"